Erdoğan SAĞLAM - BDO Denet Yönetim Danışmanlığı Genel Müdür, Şirket Ortağı Röportajı
Erdoğan SAĞLAM - “Biz e-Fatura’ya zorunlu olmadığımız halde, kendi isteğimizle geçtik.”

Şirketiniz ne amaçla kuruldu, denetim işlerine nasıl başladı?
Şirketimiz 1969 yılında Ankara’da kurulmuş, 80’li yılların başında İstanbul’a taşınıp anonim şirket haline gelmiştir. Kurucularımız Maliye Bakanlığı’nda hesap uzmanı olarak çalışmış olduklarından, vergi ve mali danışmanlık hizmetine başlamışlar. Daha sonra da uluslararası denetim faaliyetine başlamışlar. Şu anda bünyemizde 17 adet yeminli mali müşavirimiz var.
Uluslararası denetim nasıl oluyor?
Halen halka açık şirketlerin Sermaye Piyasası Kurulu’nun yapmış olduğu düzenlemelere göre bağımsız denetimini yapıyoruz. Ayrıca yabancı şirketlerin Türkiye’deki iştiraklerini denetleyip yurtdışına rapor veriyoruz. Bazen kredi almak Türkiye’deki şirketlerden, kredi verecek olan kurumlar bağımsız denetim raporu istiyorlar, bu kapsamda raporlar da düzenliyoruz.
Biz burada aslında uluslararası finansal raporlama standartlarını (IFRS) uygulayarak denetim yapıyoruz. Şirketlerin bilançosunda yer alan tüm varlıklarının, alacaklarının ve borçlarının gerçekliğini araştırıyoruz. Kreditörler bizim verdiğimiz raporlara güvenerek kredi veriyorlar ya da kredilerini devam ettiriyorlar.
Dünyadaki denetim ve danışmanlık ağı olan BDO International üyeliğiniz nasıl gerçekleşti?
Biz ilk olarak denetim hizmeti vermeye başladık. Sonra yurtdışındaki yabancı danışmanlık ve denetim şirketlerinin oluşturduğu ortak ağ olan BDO International’ın üyesi olduk. BDO International dünyadaki 5. büyük denetim ve danışmanlık ağıdır. Bu ağı (bir başka ifadeyle kalite sistemini), dünyada çok sayıda ülkede hizmet veren ve her biri birbirinden bağımsız olan üye denetim firmaları oluşturuyor. Dünyada birbirine ortaklık bağıyla bağlı olmayan BDO International üyesi olan denetim firmaları, belli bir kalite ve üyelik sistemiyle aynı standartlarda kaliteli servis veriyorlar. BDO International üyesi olanlar, BDO standartlarına uymakla yükümlüler.
BDO Türkiye olarak müşterilerinize denetim, danışmanlık, muhasebe ve raporlama hizmetleri vererek onların iş yükünü önemli ölçüde azaltıyorsunuz. Müşterilerinizin diğer ihtiyaçları yaptığınız denetim sırasında mı çıkıyor?
Çoğu zaman önce şirketi kuruyoruz, başlangıçta muhasebesini (özellikle küçük yabancı şirketlerde) yürütüyoruz. Bunları yürütürken danışmanlık ihtiyacı hissediliyor ve şirketin mali danışmanlığını da yapıyoruz. Vergi dairesi ve diğer kurumlarla ilişkilerini düzenliyoruz. Müşterimizde bir vergi incelemesi yapılıyorsa o süreci şirket yetkilileriyle birlikte yürütüyoruz.
Portföyümüzde yeni kurulan, büyüme aşamasında olan ya da Türkiye’nin ilk 500 büyük sanayi şirketleri arasında yer alan firmalar var.
Örneğin firmalar yeni ve büyük bir yatırıma girecekse, o yatırımdan elde edilecek mali ve vergisel sonuçlar ne olur? O yatırımdaki riskler nelerdir? Teşvikler nelerdir? Nelerden yararlanılabilir, nelerden yararlanılamaz? gibi sorunların cevaplarını almak için bize danışıyorlar. Ana faaliyet konumuz danışmanlık ve denetimdir.
Müşterilerinizin güvenilir danışmanı olmak için neler yapıyorsunuz?
Güvenilir olmak bir anda olan birşey değil. Çok uzun süre hizmet verdikten sonra müşterilerinizin referansıyla gelen yeni müşterileriniz oluyor. Bizim 35 yılı aşkın hizmet verdiğimiz müşterilerimiz var. Bunu ancak bizim sloganımız olan “müşteri odaklı yaklaşım”la sağlayabilirsiniz.
Bayimiz Datalink ile çalışmalarınız nasıl başladı?
Biz kendi hizmet verdiğimiz firmalarla ilişkimizi nasıl uzun vadeli düşünüyorsak, hizmet aldığımız firmalarla da ilişkilerimize uzun vadeli bakıyoruz. Datalink’le de uzun yıllardır beraberiz. Bu devamlılık aynı zamanda memnuniyetin bir ifadesidir.
e-Fatura’ya geçiş süreciniz nasıl oldu?
Biz e-Fatura’ya zorunlu olmadığımız halde, kendi isteğimizle geçtik. Zorunlu uygulamanın başladığı 1 Nisan’dan çok önce uygulamayı başlattık. Çünkü e-Fatura’ya geçiş sürecini müşterilerimizden önce öğrenip, tecrübe etmek istedik. Bu konuda müşterilerimize de eğitimler düzenledik.
“e-Fatura’da Link’ten ortak seviyesinde destek aldık, bizimle birebir ve yakından ilgilendiler. Yazılım sektörü önemli bir sektör, sürekli değişim ve gelişim gerekiyor, Link de bu sektörde kendini sürekli geliştiriyor.”
Ben çok hızlı bir şekilde e-Fatura’nın yaygınlaşacağını düşünüyorum. Maliye Bakanlığı GİB zorunluluk kapsamındaki satış hasılatını düşürdükçe sisteme girişler daha da hızlanacak. Diğer taraftan gözlemlediğimiz birşey var ki, bir şirketler grubunda e-Fatura kapsamına zorunlu olarak giren büyük bir firmayla beraber gruptaki diğer küçük firmalar da bu kapsama dahil oluyor. Ayrıca büyük firmalar zaman içerisinde kendi tedarikçilerini de bu sisteme girmeye zorlayacaklardır.
e-Defter için bir çalışmanız oldu mu?
e-Defter için Maliye Bakanlığı’ndan izin aldık, Link’le altyapısını hazırladık ve şu anda Ocak ayı defterlerimiz hazır.
e-Fatura, e-Defter sistemlerine geçişin GİB tarafından uygulamaya alınması hakkında neler söyleyebilirsiniz? Sistemin sizin denetimlerinize ne gibi faydaları oldu veya olacak?
Bu uygulamaları çok olumlu buluyorum. Yakında muhasebe süreçlerindeki insan katkısı çok azalacak. Yeni Türk Ticaret Kanunu da bu süreci hızlandırdı. Biz müşterilerimizi bu uygulamalara doğru yönlendiriyoruz.
Denetime gelince biz yine bilgisayar ortamındaki denetimlerimizi eskiden olduğu gibi yapmaya devam edeceğiz. Fakat istediğimiz bilgiyi daha güvenli bir şekilde almış olacağız. Süreçler kısalacak.
e-Defter’deki denetimlerimiz daha kolaylaşmış olacak, en azından geriye dönük düzeltmeler engellenmiş olacak.
Sonuç itibariyle, bu tür yeniliklere başta bazı tepkiler olabilir, ancak Türk insanının uyum kabiliyeti çok yüksek. Bunlara kısa sürede uyum gösterecektir.